IOT (Nesnelerin İnterneti) ile Bizi Gelecekte Ne Bekliyor?

12/07/2020

Yorucu bir günün ardından eve gitmek için arabanıza bindiğinizi düşünün. Arabanız GPS sisteminden eve gitmek için yola çıktığınızı buzdolabınıza haber versin ve buzdolabınız sizin için mevcut olan yiyecek listesini çıkarıp yapabileceğiniz yemekleri sıralasın. Bu yemeklere göre buzdolabınız telefonunuza bağlanarak yemek tariflerini aratsın. Sizin seçtiğiniz yemek tarifine göre de fırına bağlanarak derecesini ayarlasın. Eğer tarif için sıcak suya ihtiyacınız varsa bir de su ısıtıcısını çalıştırsın. Böylece siz eve vardığınızda zaman kaybetmeden yemeğinizi hazırlayın. Kulağa sanki uzak geleceği konu alan bir film sahnesi gibi geliyor, değil mi? Ancak Internet of Things (IOT), yani Nesnelerin İnterneti olarak adlandırdığımız teknolojiyle yakın gelecekte bu senaryonun gerçekleşmesi mümkün!
Nesnelerin İnternetini, çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşebilen ve birbirlerine bağlanıp bilgi paylaşarak akıllı bir ağ oluşturabilen cihazlar sistemi olarak tanımlayabiliriz. Bu teknolojinin temelleri Kevin Ashton’ın 1999 yılında tedarik zincirinde radyo dalgaları ve sensörler kullanarak denetim yapılması fikrini öne sürmesiyle atıldı. 2018 yılındaki verilere göre 22 milyar aygıt Nesnelerin İnternetine bağlı durumdaydı, Forbes’un araştırmasına göre 2020 yılında bu sayı 50 milyarı aşabilir. Başka bir deyişle 2020 yılında Nesnelerin İnternetini kullanan aygıt sayısı, dünya nüfusunun neredeyse 7 katı fazlalığında olacak!
Çocuk oyuncaklarından sürücüsüz tırlara kadar aklınıza gelebilecek her nesneyi Nesnelerin İnternetine bağlayabilir ve bu yolla kontrol edebilirsiniz. Günümüzde Nesnelerin İnternetini diş fırçalama alışkanlıklarımızı kaydeden akıllı diş fırçalarında, evcil hayvanlarımızın yemeğini doğru saat aralığında veren besleyicilerde, endüstriyel atıkları biriktirip kompakt bir hale getiren çöp kutularında ve daha birçok alanda kullanabiliyoruz.
Gelecekte Nesnelerin İnternetinin sağlık ve tarım başta olmak üzere çeşitli alanlarda teknolojik gelişmelere katkıda bulunması bekleniyor. Kişilerin sağlık durumunu takip eden mobil uygulamalar ve giyilebilir teknolojiye sahip ekipmanlar bazı hastalıkları öngörerek sağlık hizmetlerine haber verebilecek; sensörler ve ileri mühendislik sayesinde robotlar ameliyathanelerde kullanılmaya başlanabilecek. Tarımda kullanılmaya başlayan akıllı aygıtlar sayesinde sulama optimal şekilde yapılabilecek ve çiftçiler mahsullerinin durumunu gerçek zamanlı olarak izleyebilecek. Bu sayede hem su tasarrufu hem de üretimdeki artışla ülke ekonomisine katkı sağlanabilecek.
Ne yazık ki, Nesnelerin İnternetinin hayatımızda daha büyük bir yeri kaplamadan önce çözmesi gereken iki sorun var. Bunlardan ilki kullanılan mikroçip teknolojisinin gelişmeye ihtiyacı olması. Daha küçük mikroçiplerle daha küçük sensörler elde edebiliriz. Bu sayede her aygıtı Nesnelerin İnternetine bağlamak mümkün hale gelir. İkinci ve daha büyük sorun ise güvenlik. Sizin dışınızda bir kişinin kullandığınız herhangi bir aygıta yetkiniz dışında erişmesi bütün bir ağa erişebilmesi demektir. Bu da bankadaki paranızın çekilmesi veya kişisel bilgilerinizin çalınması gibi ciddi problemlere yol açabilir.
“Bir de videolu anlatımını izleyeyim” diyenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=izHUzKtlGxM
“Daha fazla örnek görmeliyim” diyenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=JH-qKX4JYv4
“Animasyonlu daha kolay anlıyorum” diyenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=GiuDtk_xWkw

Son Bloglar